Süleyman dedi:
- Bir zaman yelelerini savurarak toz bulutlarına dalıp kaybolan atlara aşıktım. Bir zaman cihan hükümranlığına merak salmıştım. Tanrı´nın bana bahşettiği sonsuz lütuflar sayesinde rüzgarlara bile hükmettim. Cinler ve kitabın bilgisine sahip bilginler emrime girdi. Sonra Sebe Melikesi bana teslim olurken beni de teslim aldı. Evrenin hangi nakışına baksam O Nakkaş´ın mührünü gördüm. O´nun mührü yanında Süleyman´ın mührünün ne kıymeti vardır ki? Bildim ki Süleyman mührü O´ndan ödünç almıştır. Sebe Melikesi´nin kalbinde de O´nun mührünü gördüm.

Belkıs dedi:
- Evrende aşktan başka bir şey mi var? Kuşkusuz mabedi kurduğun yer evrenin aşk başkenti olacaktır. O mabet insanlara aşkı işaret etsin. Çünkü Tanrı bilgisine sahip olduğunu sananlar, eğer aşk sırrına erememişlerse gözleri kapalı, yürekleri perdelidir. Ama kişi aşka eslim olursa aşkı onu Tanrı´ya ulaştıracaktır. Aşk insana hiçbir Tanrı bilgininin öğretemeyeceğini öğretir. Mabedini kurmaları için cinlere emir ver, insanlara emir ver, kuşlara emir ver. Bu mabet, aşk ülkesinin portalı olsun.
(Arka Kapak)